“Genel Sekreter görevini yapmış olduğum 30.07.2019 tarihinde kurulmuş 18.09.2019’da tasdiklenmiş 35.076.139 kütük numaralı PERMAKÜLTÜR TASARIMCILARI DERNEĞİ’mizin 2. Genel Kurul Toplantısına hoş geldiniz.

Permatürk Vakfı’na bize bu güzel mekanı toplantı yapmamız için sağladığı ve bir araya gelmemizi kolaylaştırdığı için teşekkür ederiz.

Başta kuruluş öncesinden bu güne tüm defter kayıtlarını itinayla tutan ve tüm üyelik, aidat, ödeme işlemlerini özenle gerçekleştiren temsili/idari başkanımız Filiz Nur Ergeçgil’e ve tüm üyelerimize teşekkürlerimi sunarak konuşmama başlamak istiyorum. Manifestomuzda da belirttiğimiz gibi “Sahibi olduğunu düşündüğümüz zaman, yaşam ve bilgiyi kazanmanın en önemli yolunun bir arada olmak olduğunun farkındayız.  “ diyorum ve 2010’dan bu yana geçen süreç ve kuruluş serüveni ile devam ediyorum.

Tabi derneğimizin kuruluşu çok uzun, yaklaşık 9 yıllık bir geçmişe ve pek çok kişinin emeğine dayanıyor. 2010’da başlayan toplantılar, sürekli devam etmemiş olsa da, bu toplantıların birikimleri tüzüğün oluşturulmasından, derneğin adına, derneğin amacından, derneğin yönetim biçimine varan pek çok konuyu yıllar içerisinde sindirerek tartışmamızı ve son gerçekleşen Türkiye Permakültür Buluşması neticesinde kuruluş aşamasına ulaşmasını sağladı ve nihayetinde derneğimizi kurduk. Bu bahsettiğimiz toplantı İstanbul’da gerçekleşiyor olsa da derneğimizi İzmir’de kurmak durumunda kaldık. Bunun sebebi ise gerçek bir adresimizin olması ihtiyacıdır. Bu adres için bize mekanını vakfederek açan Gülce Kuntay arkadaşımızın da adını anmadan geçmek istemem, teşekkürlerimizi sunarız. Tabi burada Filiz’in de yüksek dehasıyla dernekler masası ile yaptığı görüşmeler neticesinde onların dahi daha önce deneyimlemedikleri bir soru olan, derneğin merkezi haricinde bir ilde Genel Kurul Toplantısı gerçekleştirip gerçekleştiremeyeceğimizi onlara sorarak ve onay alarak netleştirmiş olduk. Dolayısıyla Genel Kurulumuzu esnek bir yapıyla, dilediğimiz ilde yapabiliyoruz. Bu sayede başka bir şube açmanın da gerekliliğini duymuyoruz, duymadık ve teknik olarak duymamızın bir nedenini göremiyoruz. Normalde 2 yılda bir gerçekleştirdiğimiz Türkiye Permakültür Buluşmaları hali hazırda tamamen sivil ve bireylerin inisiyatif alarak gerçekleştirdikleri kar amacı güdülmeyen organizasyonlardı, dolayısıyla buluşmak için ya da birlikte bir şeyler üretmek için devlet nezdinde kurumsal bir yapıya da ihtiyacımız yoktu. Son gerçekleşen toplantılarda özellikle Permakültür isim hakkıyla ilgili ortaya çıkan tartışmalar ve telif hakkının alınmış olması bu duruma müdahale edecek kurumsal bir yapının bir ihtiyaç olduğu sonucuna, yapılan demokratik bir oylamayla varıldı. Bu sebeple az önce bahsettiğim, önceden hazırlanan ve pek çok kişin emek koyduğu tüzük çalışması tekrar gündeme gelerek, toplantı esnasında dernek kurulumu ve isim hakkı konusuyla ilgili dava açılması için bir grup insan gönüllü olarak ortaya çıktı, kurulum ve gerekli her türlü işlem için çalışmaya başladılar. Buluşmaya katılan herkes permakültür tasarımcısıydı, bir kısmı hem permakültür tasarımcısı hem de eğitimeniydi. Bu sebeple kurulacak derneğin başta ismi olmak üzere, kısa adı, manifestosu (manifesto için veri toplama anketi ile ortak bir manifesto oluşturuldu), derneğin tüzüğü, logosu (logo seçim anketi yapılarak logo da kolektif şekilde seçildi), web sitesi ve her türlü iletişim faaliyeti gerçekleştirilmek üzere tamamen yatay bir örgütlenmede hem fikir olduk. İçimizde bir lider ya da başkan arayışımız hiçbir zaman olmadı ve olmasını da istemedik, bunu manifestomuzda da belirttik.


1. Genel Kurul Toplantısı Hatıra Fotoğrafı

Bu noktada Filiz’i seçmemizin sebebi kendisinin bürokratik işlemlerde daha önce kurduğu 3 dernekten deneyimli olmasıydı. Zaten kendisi de bu konuda her zaman emeğini ve bilgisini sunarak görevini layığıyla yerine getiriyor ve yatay örgütlenmeye uygun şekilde “temsili başkanlık” görevini ve sorumluluğunu taşıyarak yapmaya devam ediyor. Derneğimizin kuruluş amacı belirttiğim gibi isim hakkı davası olsa da, yatay bir örgütlenme olduğumuz için geçen 2 yıl içerisinde yaptığımız toplantılar neticesinde toplantılara katılan üyelerin açmak istedikleri her türlü konuyu tartışarak/konuşarak, ortak ne tip üretimler yapabileceğimizi ve hangi yönde, nasıl ilerleyeceğimizi konsesusa vararak kuruluş niyetimize uygun olarak devam ettirdik. Bahsettiğim gibi daha önce bir tüzük çalışması yapılmış olsa da, derneğin temel kuruluş amacının dava sürecini yürütebilmek olması nedeniyle, dernekler masasından en hızlı dönüşü almak ve sorunsuz bir şekilde tüzüğümüzün onaydan geçmesi için, önceden çalışılan ama tam olarak da tamamlanmayan tüzüğü askıya alma kararı vererek Dernekler Masası’nın matbuu tüzüğüyle kuruluşumuzu kolay bir şekilde gerçekleştirdik. Buradaki amacımız kurulumu kolay şekilde sağlayarak, ilk genel kurul toplantısında kendi askıya aldığımız tüzüğümüzde yer alan ve bu zamana kadar geri bildirim olarak iletilen ve herkesin hemfikir olduğu değişiklikleri özellikle ve en önemlisi de, dava ile ilgili vekil atama maddesini ekleyerek temel amacımıza ulaşmaktı. Araya giren pandemi ile birlikte logo konusunun netleşmesi sağlandı. Logomuz için emek veren üyelerimiz Deniz Üçok’a, Nevra Akın Oktay’a ve üyemiz Ayşe İlknur Şengül’ün kardeşi H. Tamer Şengül’e logoyu son haline getirdiği için teşekkür ederiz. Web sitemizin kurulumu, yeni üyeliklerin işlenmesi, aidatların toplanması, üyelerin birbirini tanıması ve üretken şekilde paylaşımlarda bulunabilmesi, uzun yıllardır Kıbrıs’ta yemek kültürü ve yenilebilir bitkileri tarih envanteri niteliğinde kitaplar yazarak belgeleyen ve televizyon programları çekerek kalıcı kültürü ortaya koyan Zekai Bey’in “5. Mıntıka: Yenilebilir Yabani Bitki ve Meyveler” kitabının da bir çalışma grubu kurularak temelleri atıldı. Zekai Bey Mart’a kadar tüm fotoğraf çalışmaları toparlanacak ve tahminen yaz sonuna kadar içeriği tamamlanacak bu kitabın tüm satış gelirlerini derneğe vakfedeceğini içtenlikle bildirdi. Bu noktada çok net olarak kendisinin bir nevi bizim Kıbrıs’taki temsilcimiz ve onursal üyemiz olduğunu dile getirebiliriz.

  • Şimdi müsadenizle hızlıca süreçte tüm emeği geçenlerle 2 yıl önce dernek üyelerimizin yapılan anket ve içerik destekleriyle el ele vererek kolektif katılımıyla hazırladığımız; derneğin kuruluş amacını, işleyişini ve yapısını vurgulayan manifestomuzu okuyacağım.

PERTAD MANİFESTOSU

İnsanoğlu, dünyanın kaynaklarını sınırsız sayarak büyük bir hata yaptı. Bu hatayı anladığı ve sonuçlarıyla yüzleştiği bu modern günlerde; bazı çalışmalar yeni kaynak arayışlarını sürdürürken, bazıları doğayla olan bütünlüğü yeniden anlamaya ve anlamlandırmaya yöneldi.

Bu yapılardan biri olan Permakültür, bize sadece toprağa değil tüm ilişki ve işbirliklerimizi gerçekleştirirken uyguladığımız/uygulayacağımız metodlara bir ışık tuttu:

– Doğayı gözet

– İnsanı gözet

– Artanı vakfet

Bu etik değerlerin hayatımızdaki yeri, aldığımız Permakültür Tasarımcı Eğitimi ile derinleşti, deneyen ve sorgulayan bir çerçeveye oturdu. Evde, okulda, balkonda, bahçede, işyerinde, tarlada yaptığımız tüm çalışmalar yeni bakış açımız ve dilimiz üzerinden bizleri ve çevremizi de dönüştürmeye başladı. Bu değişim permakültür prensiplerinin belirttiği gibi her zaman çok kültürlü ve farklı yönlere bakabilir olmalı.

Biliyoruz ki aramızda çok farklı uzmanlık alanlarından ve disiplinlerden Permakültür Tasarımcı Sertifikası olan yoldaşlarımız bulunmakta. Ve öğreniyoruz ki bilginin paylaşımı, belirli bir dil çerçevesinde bir arada bulunabilmek ve iletişim kanallarını artırmak ile mümkün. PERTAD olarak yetki ve otoriteyi bireylerden almayan ve içinde herhangi bir güç biriktirmeyen; olabildiğince yatay bir yapının gözetildiği, hiçbir şeyin polisliğini yapmayan; ele geçirmeye değmeyecek kadar değersiz, insanları bir araya getirecek kadar değerli olan bir yapıyı hedefliyoruz.

Tüm bunların ışığında kurduğumuz “Permakültür Tasarımcıları Derneği –  PERTAD” olarak Permakültür Tasarım Sertifikası sahibi insanları bir araya getirmek; iletişim kanallarını kurmak; resmi makamlar nezdinde temsil edebilmek; permakültür içeriğini korumak; tasarımcılar arasında teorik ve uygulamaya yönelik bilgi ve deneyim paylaşımını sağlamak; temiz gıda ve üretim ağlarının kurulmasına yardımcı olmak; imece, dayanışma ve işbirliklerini geliştirmek; bilginin yayılmasına katkı sağlamak için birlikteyiz.*

Sahibi olduğunu düşündüğümüz zaman, yaşam ve bilgiyi kazanmanın en önemli yolunun bir arada olmak olduğunun farkındayız.

*Türkiye Permakültür Birliği 2011 (Bayramiç), 2012 (Marmariç, Akdeniz Bölgesel Buluşması), 2018 (Bademler), 2019 (Karaköy/İstanbul) Ulusal Permakültür Buluşmalarının semeresidir.

Bu konuyla ilgili manifestonun ölümsüzlemesi ve aramıza daha sonra katılacak olan üyelerimizin de tüzüğümüzü okuyarak kuruluş yapımızı ve amacımızı tam olarak anlayabilmeleri için manifestonun tüzüğe eklenmesini onaylanmak üzere oylamaya açması için Divan Kuruluna

öneri olarak ricalarımla iletiyorum.”

2020-2022 Yönetim Kurulu adına, Alper Can Kılıç, 15.01.2023

2. Genel Kurul Toplantısı Hatıra Fotoğrafı